Dylan Dog Maxi’nin 1. sayısı yayınlandı. Ben de basılmış halini ilk defa İnklap Kitabevinde gördüm. Sizin yerinizde olsam gidip bir tane Dylan Dog maxi alır, Dylan Dog’a doyardım. Aşağıda Maxi için yazdığım önsöz var.
Dylan Dog dünyamıza girdi gireli, hayatımız asla eskisi gibi olmadı. Dylan Dog gibi ne gördüğünden ve yaşadığından asla emin olamayan (dolayısı ile bizim de emin olamayacağımız) eski bir alkolik ve artık DVD arşivlerinde bile kolay kolay bulunamayacak unutulmuş bir komedyenin taklitçisi olan Groucho’nun maceraları her sayısında bize yepyeni sürprizler yaşattı. Kimi zaman son sayfaya geldiğimizde, gizem açıklandığında, “ben bunu nasıl düşünemedim” duygusu altında bir çocuk gibi çaresiz hissettik kendimizi. Öyle ya, bir Dylan Dog macerasında olayların asla tekdüze bir açıklaması olamazdı. Ama cevap bir o kadar da basitti.
Aylık albüm dizisi ve Dev Albümler derken, sonunda bu da oldu. Maxi albümler Türkiye’de de yayınlanıyor. İşin daha da keyifli yanı (yani benim için) bu kitabın sunuş yazısını yazıyor olmak!
Dylan Dog, hemen her macerasında doğa üstü şeylerle karşılaşıyor. Uzun bir süre önce bu konu zihnimi fazlası ile meşgul etmişti. Kendinizi Dylan’ın yerine koyun: Sürekli vampirler, kurt adamlar, canavarlar ve zombiler ile karşılaşıyorsunuz. Bunların olağan şeyler olmadıkları ortada. Üstelik genelde sizden başka gören olmadığı için ya da görenlerin hayatlarını kaybetmesi yüzünden size inanan kimse de yok. Bu durumun ağırlı altında ezilmeden nasıl dayanabilirsiniz ki? Bu sorunun cevabını, Dylan ile ortak bir macera da yaşayan eski dostumuz Martin Mystere vermişti. Özetle şöyle diyordu: “Olağan üstü hadiselerle karşılaşan insanlar bir süre sonra, bu olayların ayaklarını, mantıklı temellere oturturlar. Aksi halde akıllarını kaçırmaları işten bile değildir.” Dün akşam, Jon Turteltaub’ın yönettiği ve John Travolta’nın oynadığı “Phenomenon/Mucize” adlı filmi bir kere daha keyifle izlerken bunları hatırladım. Filmde, baş karakter olağan üstü yetenekler sergiler, insanlar bu durumdan korkarlar. Ama karakter aralarından ayrılır ayrılmaz, insanlar onun bu sıra dışı yeteneklerini ilüzyon hileleri ile açıklamaya başlarlar. Böylece rahatlarlar.
Dylan Dog da bu tür bir metot izliyor maceralarında. Kabul ettiği bazı şeyler var. Ama elinden geldiğince her şeyi mantık çerçevesinde açıklama peşinde.
Maxi albüm üç bağımsız macera içeriyor. Üstelik heyecanı, sürprizleri ve mistik öğeleri de üst seviyede. Gölge Çiçeği, Hayatın Mevsimleri ve Zamanın İntikamı. Sizlere, “benim favori maceram şu” demek isterdim ama üçü de birbirinden güzel geldi bana. Maceralarda Orta Çağ’dan Hindistan’ın gurularına, dedektiflik maceralarından, tuhaf bilimsel deneylere kadar bir çok konu işlenmiş.
Kitabın çevirisi çok uzun sürdü. Yazılması ve çizilmesinin ise çok çok daha uzun sürdüğüne eminim. Bütün kitabı okuyup bitirmeniz ise en fazla bir buçuk saat sürecek. Ama merak etmeyin. Hikayede ele alınan öğeler üzerine düşünmeniz yıllarınızı alabilir!
Hepinize keyifli okumalar